19 Ağustos 2012 Pazar

Fotojenik olmak, ya da olmamak...

  Şu ana kadar yazdığım yazılarda ve daha sonra umarım yazacaklarımda, genellikle kendimi kötülüyorum. Ama kötülemeye eli ayağı olmayan insanları da düşününce kendimden utanmıyor değilim hani. O yüzden her ne olursa olsun, Allah'a şürkrediyorum.
  Hehh, evet. Şimdi yazıma gelince... Fotojenik olmak, fotoğraflarda güzel çıkmak durumu değildir, fotoğraflarda doğal çıkma durumudur. Yani ben bu durumda kesinlikle fotojenik değilmişim. Gerçi öbür durumda da fotojenik olmuyorum ya, neyse... Hayır, bi de başkalarının fotoğraflarına bakıyorum. Anacım, fotoğrafın çekilme amacı, çekildiği yer, çekilme stili ne kadar saçma olursa olsun, insan güzel olunca fotoğraf da güzel çıkıyor.
  Geçen gün, artık nasıl şizofren bi halime denk geldiysem, kendimi bir anda güzel buldum ve aldım elime fotoğraf makinesini... Olmadı, olmadı, olmadı yani. Mesela, ben gülümseyince, otuz iki dişim anında meydana çıkıyo. Dudak büzsem, bütün suratım gergin, kaskatı tuhaf bi şey oluyo ve o büzdüğüm dudaklar da hiç havalı durmuyo. Makineye bakmıyormuş gibi fotoğraf çekilme olayı da moda oldu ya, onu da beceremiyorum. Olmayınca olmuyor işte yani... Gelelim güzel kızların fotoğraflarına... Ya da hiç gelmeyelim, vallahi o konuya girersem saçını başını zihinsel olarak yolmadığım güzel kız kalmaz. Aslında bir de şöyle bir durum var. Güzel fotoğraf yakalayabilmek için birkaç arkadaş bir araya gelip elli tane fotoğraf çekiyorlar ve içinden beğendikleri birkaç taneyi seçiyorlar. Ben? Benim o fotoğraflarımı çekebilecek, hadi onu geçtim de, benim saçmalıklarımı çekebilecek bir dostum yok ki! Olsa ben de bilirim elli tane fotoğraf çekilip, içinden bazılarını seçip Facebook'a koymayı... Neyse konunun içeriği yavaş yavaş değişiyor gibi sanki. Son olarak şunu da söyleyeyim, asıl şans, güzel olmak değil, senin çirkinliğine rağmen seninle fotoğraf çektirebilecek bir dost bulmak. Ha, bir de şu var ki, Allah güzel yaratınca da güzel yaratıyo yani...
BRAFER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder