21 Eylül 2013 Cumartesi

Burada Olsanız Ya

  Eski sınıfımı özledim.O burun kıvırdığım, cahilliklerinden utandığım, köylü sınıfımı özledim. "Sizden nefret ediyorum. Liseye bi geçim, görürsünüz sizden bin kat daha mükemmel arkadaşlarım olacak benim." dediğim sınıfımı özledim.
  Komşular falan duyar diye hönküre hönküre, bağır çağır ağlayamamayı özledim mesela.
  Bakkala pijamayla gitmeyi özledim.
  Kankaaaaa, en çok da seninle oturup saatlerce Supernatural izlemeyi özledim.
  Ne zaman Supernatural izlesek, canımız bir şeyler çekerdi.
  Genelde seninki pizza, benimki hamburger çekerdi.
  Ne güzel de yerdi Dean hamburgeri, de mi?
  Ama sipariş edemezdik. Yakınımızda ne hamburger satan bir yer vardı, ne de pizza. Yoktu yani.
  Ama sen vardın, ben vardım, sohbetimiz vardı, öküzlemesine kahkahalarımız vardı.
  Bizi "biz" yapan her şey vardı yani.
  Biliyor musun, şu an yakınlarımızda hamburger ve pizza sipariş edebileceğimiz onlarca yer var.
  Ama, sen yoksun be kanka!
  Bok gibi oluyo böyle.
  Hiçbir şey, ama hiçbir şey senin yerini tutmuyo.
  Yerini doldurmayı denemedim tabii ki, ama biliyorum, doldurmaz.
  Nasıl doldursun?
  Bu şehirden nefret ediyorum.
  "Saçma hayallerimin boktan şehri."
  Hele de akşam olurken, ışıkları falan yanıyo her yerin.
  Balkonumdan bakınca tüm şehir ayaklarımın altında.
  Tüm o sahte parıltısıyla, sahte gülüşlü, samimiyetsiz, egoist insanlarıyla
  Gereksiz sesleri, anlamsız kalabalığıyla...
  Tüm şehir ayaklarımın altında işte.
  Yine balkona çıktım bugün, güneş batarken.
  Üzerimde o yıllardır giydiğim gri hırka vardı,
  Saçımda her zamanki tokam.
  Ama gözlüğüm yoktu, çıkardım onu.
  Çok ıslanmaya başlamıştı, rahatsız olmuştum.
  Yo, hayır, gökyüzü açıktı, bulutsuzdu.
  Gözyaşlarımdı gözlüğümü ıslatan.
  Sırılsıklam oldu yanaklarım.
  Hırkamın kollarını peçete niyetine kullandım. Ama ellerim yine de ıslandı.
  Aman neyse, mühim değil.
  Klişe oldu zaten artık. Her gün batımı böyleyim.
  Keşke burada olsan be kanka, keşke hepiniz burada olsanız.
  Bu şehirden nefret ediyorum.
  Hiç kimse sen değil, hiç kimse siz değil.
  Burada olmanız için ne yapabilirim bilmiyorum ama, birkaç bin denemeden sonra anladım ki,
  Ağlamak işe yaramıyor.
  Öyleyse siz söyleyin
  Burada olmanız için ne yapabilirim?