2 Ocak 2013 Çarşamba

Benim Öküzüm


Öküz dediğime bakmayın, cinsiyeti kız...

  Evet, olaya gelelim. Aylardır görüşmediğim bir dostum vardı. Gerçi, dost demeye bin şahit. Ne buluşmalara zamanında gelir (ki en az 45 dakikalık gecikmeler söz konusu), ne geç kalınca arayıp haber verir, hatta bazen işi çıkıyormuş ama arayıp da gelemeyeceğim demeye üşeniyormuş. Ben de aptal gibi gelecek diye bekliyorum. Ayrıca, biz baş başayken canım cicim, bi tanecik kankam, öbür arkadaşlarının yanındayken böyle bi "Tanımıyorum, uzaktan arkadaşım" havaları falan... Üstelik 3 yıldır sözde dostuz, toplasan yemin ederim 5 kere beni aradığını hatırlamıyorum. Hele o yazları, Allah'ın her günü ben arardım buluşalım diye. Ve ve veeee, yahu, insan dostu salya sümük ağlarken evde kıçını koltuğa dayayıp feysbukta geyik muhabbetler yapar mı? Sınavdan çıkmışım, ki o sınavın benim için ne kadar önemli olduğunu biliyor, bir soruyla hayalimdeki dereceyi kaçırmışım, gün boyunca kendime gelememişim ama böyle sorsanız ölüyorum ya, ağlamaktan nefes alamıyorum. Hiç insan arayıp "Ne yaptın, nasıl oldun?" demez mi? Hayır, işin ilginç kısmı, telefonlar da ücretsiz yani, saatlerce konuşsak bile bir kuruş yazmaz site içi arama olduğu için. Ama hanımefendi o nazik poposunu yosun tutmadan önce koyduğu yerden kaldırıp bi alo diyor mu? Hayır! Aman aman, incileri dökülür! Ama ben yine de katlanıyordum, çünkü konuştuğumda beni anlayan başka hiç kimse yoktu. Ee, alternatifin yoksa, mecburen en iyisindir, kötünün iyisi hesabı... Ama sözde dostluğumuzu asıl bitiren şey bunlar olmadı.

  Yazın başlarıydı, ben yine her zaman olduğu gibi bunu aradım. O da arkadaşıyla buluşacağını söyledi. Tamam dedim. Üstünden bir veya iki gün geçti yine aradım, ablam bilmemnereden gelecek, dedi. Tamam dedim. Üstünden bir hafta geçti. La insan bi arayıp "Seninle buluşamamıştık, telafi edelim." demez mi? Yok! Yine ben aradım. Bu sefer de, Ankara'dan amcalarının geleceğini söyledi. Ben tabii yine tamam dedim. Refleks oldu artık abi. Biri bana vuracakmış gibi yapsa bile elimle kendimi korumak yerine "tamam" diyorum. Neyse, baktım bununla buluşacağımız falan yok, ben de aramaktan vazgeçtim. Yine bir hafta sonra plajda karşılaştık. Amcalarının hala gitmediğini, onlar gidince buluşacağımızı söyledi. İyi dedim buluşuruz. Üstünden bir hafta daha geçti. Ben de saf saf diyorum ki "Demek ki misafirler hala onlarda." .

  Daha sonra balkondan bakarken, öküzümle birlikte bi kız gördüm. Bir baktım ki bu kız, benim öküzümün sınıf arkadaşı! Dışarıda geziyorlar. OHA artık ya!!! Ben o kadar arayayım, sorayım, sanki onun aramasını hiç beklemiyormuşum gibi arkadaşlarıyla gezsin. Lan bari evimizin olduğu taraflarda gezme de fark etmeyeyim yahu bu kadar öküzlük olmaz!

  Artık bütün iletişimimi kestim. Haftalar oldu, ne ben onu aradım ne de o beni... Sonra o özel gün, doğum günüm, geldi. Akşama doğru bana feysbuktan mesaj atmış "Bilmiyorum belki bana küstün, seni kaç zamandır aramıyorum. Ama iyi ki seni tanımışım kanka, mutlu yıllar!" Ayyhh çok rahatladım, hiç değilse benim gibi birinin varolduğunu hatırlamış. Ulan öküz, biliyorum telefona karşı bi çeşit alerjin var da, yıllardır dostum dediğin insanı doğum gününde ara bari lan, doğum gününde ara!

  Neyse, doğum günümün üzerinden bir aydan fazla geçti. Tatildeydim. O sırada arkadaşımla konuşurken öküzümün bi kaza geçirdiğini öğrendim. Düşmüş, dişi damağına geçmiş, bayağı hastanelere falan gitmişler. Ben de aradım geçmiş olsun demek için. Sonuçta öküz olan ben değilim, o. Aradım, konuştuk falan. Nasıl olduğunu sordum. O da sanki aramızda hiçbir sorun yokmuş gibi her şeyi bir bir anlattı, geçmiş olsun diledim ve kapattık. O günden sonra da bir daha hiç görüşmedik. Ta ki birkaç gün öncesine kadar…

  Feysbukta dolaşıyordum. Birden mesaj geldi. “Selam” yazıyor. Bir baktım ki gönderen bizim öküz! Bir profile bakıyorum, bir mesaja… İnanamadım, hatta açık açık “ Sen cidden X misin, yoksa onun profilini mi çaldın?” dedim. Hayır, feysi falan çalınmamış. Gayet de oymuş. Bayağı bir sohbet ettik. Hatta bir ara ben “Sohbetin sonunda ,ben X değilim, seni işlettim, dersin diye çok korkuyorum” dedim. O da bana, “Yok canım, ben öküz müyüm? :D” dedi. Ayrıca beni çok özlediğini falan söyledi. Yazık lan depresyona mı girdi acep? Nerden esti ki ya bana mesaj yazmak? Neyse, buluşma ayarlamaya falan çalıştık. Olmadı ama daha sonra buluşacağız herhalde.

  Yeni yıla da böyle girdik. Ha, bu arada, yeni yılınız kutlu olsun! Umarım siz de uzun zamandır görüşemediğiniz arkadaşlarınızla görüşürsünüz. Gerçi, benim için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, arkadaşlıktan öteye gitmeyecek ama belki sizin için her şey daha güzel olur. Dostluğunuzun değerini bileceğiniz ve tadını doya doya çıkarabileceğiniz mutlu seneler…
BRAFER

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder